2 Ocak 2016 Cumartesi

SİNAN YILMAZ İLE FUTBOL ÜZERİNE

FutbolArena sitesinin yazarlarından Sinan Yılmaz ile Türkiye futbolu hakkında bir röportaj yaptık.

1. Türk antrenörlerin genel olarak transfer konusunda başarısız oluyor.Bunun sebebi gerçekten menajerler mi yoksa sadece işlerinin başındayken teknik adamlığı düşünmeleri mi ? Mesela kaç hocanın kendi ekibi vardır ki sürekli oyuncu araştırıp inceleyen ? 

 Sinan Yılmaz  Yakından biliyorum fazlasıyla günlük yaşıyorlar, her an her şey değişebiliyor. Bu en üstteki takımlarda da alt sıradakilerde de aynı. Organizasyon iyi olmadığında kaos olur. Bu her meslekte, yapılan her işte böyle. Ülkemizde yapılan hemen her işte aynı sorun varsa demek ki toplumda bir plan-program-organizasyonla iş yapma sorunu var. Yani eğitim sistemimizle ilgili bir sorun olmalı. Özel hayatımda birlikte bir iş yapmak istediğim arkadaşım vardı. Türk ama uzun yıllardır Fransa'da yaşıyor ve eğitimini de orada almıştı. İşe başlamadan önce tam 2 ay planını, programını yaptık ve atacağımız adımları belirledik, destek alacağımız kişilerle görüştük vs... Tüm bu programı da o yaptı aslında ve ben sadece izledim, şaşırdım. İşle ilgili fikir benden çıkmıştı ama en doğru ortağı seçtiğimi o süreçte anladım. Ben aynı işi Türkiye'den bir arkadaşımla yapmaya çalışsam taş çatlasa 1-2 günde planlar sonra da yapmaya başlardık... Sonra planlarken düşünmediğimiz sorunlar çıkar ve sürekli başa dönerdik. Yanlış düğüm atılmış örgü gibi boşa çalıştığımız olurdu ve sonuçta planlarken harcadığımız zamandan çok daha fazlasını yanlışları düzeltirken harcardık...

Scoutingle ilgili soruna gelirsek. Bizde Teknik Direktörün ömrü çok kısa olduğu için transfere zaten kulübün demirbaşı yöneticiler bakıyor. Sadece hocaya fikir sorarlar. "Bu adamı kullanabilir misin? Alalım mı? Şu kadar istediler ama ne dersin?" şeklinde... Hocalar da bir sonraki transfer döneminde olup olmayacağını bilmediği bir süreçte, her ay scoutlarına maaş vermeye yanaşmaz. Türkiye'de Süper Lig'de çalıştırdığı takımıyla en az 2 transfer dönemi geçirmiş kim var? Abdullah Avcı, Aykut Kocaman ve Hikmet Karaman'dan başka yok. Sadece 3 takım. Onlardan da Hikmet Karaman ve Aykut Kocaman daha yeni 1 seneyi doldurdular. Abdullah Avcı da 1.5 senelik. Yani daha 4. transfer dönemini aynı teknik direktörle gören takım yok. 3.'yü görmüş olan bir tek Avcı ile Başakşehir var! Eh en çok çalışanın 1 yıl çalıştığı yerde, hocalar da scoutları olmaması konusunda pek haksız değil galiba. Zaten olsa da yönetimler dinlemeyecek ki, ben 2012'de Gaziantepspor'da Hikmet Karaman için 3 ay çalışmıştım. 3 ayda bulduğum oyuncuların çoğu yükselişe geçti büyük liglere transfer yaptı ama hem Gaziantepspor borçlardan dolayı transfer yapamadı hem de Hikmet hoca zaten 1-2 sonra gönderildi. Yaptığım çalışmanın (Abdul Razak Traore'yi bedavaya Antep'e getirmek dışında) hiçbir anlamı kalmadı yani. O gün İspanya 2. liginde bulduğum Ulloa bugün Leicester'da Vardy'nin partneri ve bu kadar alan bulup gol atmasını sağlayan isimlerden... Yani aslında çalışırsanız bulursunuz ama o uzun süreli çalışma ortamı da yok, o ortamı sağlayacak kulüp de yok. 

2. Bunun yanında antrenörlerimiz fizik ve kondisyon konusunda da yabancı hocalardan daha kötü gibi.Bunun son örneği Hamzaoğlu. Bunun sebebi nedir peki sizce ? Ben kendimce bunun bizim hala ülkece inancı bilimden üstün tutan zihniyetimizin sebep olduğunu düşünüyorum,bu konuda sizin fikriniz nedir ?

Sinan Yılmaz  Fizik kondisyon olarak geri olduğumuzu düşünmüyorum. Birçok Anadolu kulübü bugün birçok ligdeki rakiplerinden daha çok koşabiliyor. Konyaspor, Rizespor, Osmanlıspor geçen incelemiştim koşu mesafemiz de ikili mücadele kazanma sayılarımız da eksik değil. Mesela İtalyanlardan çok koşuyoruz bence bizim sorunlar fiziksel yada tekniksel değil mental. Yani oyuncuların fundamentali (temel oyun bilgisi) eksik. Topsuz oyunu bilmiyorlar. Bence hocalarımızın eksik olduğu konu da kondisyon yüklemesi falan değil oyunu öğretemiyorlar... Yine de şunu söyleyeyim, bizim teknik direktörlerimizden 10 kat fazla altyapı hocalarımızın yeterliliği eksik. Bütün yurt dışına giden oyuncularımıza bakın "Ben şunu şunu A takımda öğrendim burada 15 yaşında öğretiyorlar" diyor. 15 yaşında öğrenince zaten o senin temel oyun bilgin yani fundamentalin oluyor. Ben her zaman söylerim şimdi de söyleyeyim. Türkiye'ye yabancı teknik direktörden önce yabancı altyapı hocası getirmeliyiz. 5 yıl sonra da o altyapı hocasının öğrencilerine yabancı teknik direktör gelmeli. Misal Barcelona'dan Rijkaard'ı değil önce altyapı hocasını getirmeliydi Galatasaray. O yetenekli 87 jenerasyonuna baştan işi öğretselerdi sonra Rijkaard gelir hepsini uçururdu. Bakın temel oyun bilgisini geç öğrenen Caner, Selçuk, Burak vs hep 25 yaşından sonra patlama yaptı. Avrupa'da 15'inde öğreniyor 20'sine kadar tecrübe ediyor sonra da büyük oyuncu oluyor. Bizde 20 yaşında tanışıyor 25'e kadar tecrübe ediyor sonra büyük oyuncu oluyor. Egemen Korkmaz, Caner Erkin, Selçuk İnan, Burak vs tesadüf olamaz hepsi 25'ten sonra futbolcu oldu. 

Bu arada Hamzaoğlu'nun kötü kondisyon yükleyen biri olduğunu düşünmüyorum. Akhisar onun döneminde ligin en sağlam takımlarındandı. Herhalde kondisyon yüklemeyi unutmamıştır. Bence Galatasaray son 3 sezondur giderek yaşlanan ve fizik olarak vasat oyunculardan kurulu bir takım. Galatasaray'ın Prandelli zamanında da dayak yediği çok maç oluyordu, Mancini zamanında da. Hatta Elmander'i kaybettikten sonra Fatih Terim'in 2. sezonunun 2. yarısında düşüş başlamıştı ama Galatasaray o zamandan beri ortasahaya şöyle çift yönlü durmaksızın koşan, basan bir adam alamadı. Sürekli Yekta'lar, Dzemaili'ler, Umut Gündoğan'lar sürekli mıymıy top oynayan oyun kurucular aldı. Halbuki zaten Selçuk gibi iyi bir oyun kurucusu vardı ama git-gel yaparak koşabilen bir ortasahası yoktu. Melo ilk senesinden sonra ön libero olmaya başlamıştı, dar bir alanda oynuyordu. Rakip yarı alan ile kendi yarı alanında her yere koşturacak bir oyuncu değildi. 

3. Yönetimler yardımcı hoca işlerini kendi mi halletmeli yoksa antrenörler özgür mü bırakılmalı ? Çünkü yukarıda yazdığım sıkıntıların sebebi belki de bu konuda yapılan yanlış tercihlerdir.

Sinan Yılmaz  Teknik Direktörlerin kendi ekibiyle çalışması, iyi bir iletişim kurması önemli. Yönetimlerin de o ekibi denetleyen bilgili, tamamen kulüp için çalışan futbol şube sorumluları olması gerekir. Yönetimlere teknik ekibin çalışmasını ve yeterliliğini bu şekilde rapor edebilirler. 

4.Bizim ülkemizde yurtdışına futbolcu ihracı çok az oluyor,bunun sebebi olarak bence futbolcuları geliştirecek bir futbol kültürümüz yok.Bunun sebebi ne olabilir,ülkemizde hiçbir takımın kendi futbolu yok,hepsi gelen hocalara göre değişiyor.Küçük takımlar da ise her maç final düşüncesi var.Bu dolaylı olarak takımların futbolcu satıp ekonomilerini iyileştirmeye engel oluyor mudur ?

Sinan Yılmaz  Birçok nedeni var. İlk aklıma gelenleri yazayım. 1- Devlet oyunculardan çok düşük vergi alıyor ve o vergiyi de oyuncu için kulüpler ödüyor. Futbolcular başka ülkelerden kazanamayacağı kadar para kazandığı için evini terk etmeyi düşünmüyor. 2- Yerli futbolcular zaten düşük seviye eğitim aldıkları için dil bilmiyorlar, Türkiye'de yaşayan hemen herkes diğer Avrupa ülkesi vatandaşlarına kıyasla yabancı dil bilmiyor. Okullarda yabancı dile yeterince hatta hiç önem vermiyoruz. Belli bir yaştan sonra öğrenmesi de zor oluyor. Dil bilmemek hem oyuncunun gitmek için hevesli olmasını engelliyor hem de onu almak isteyen yabancı takımın bir kez daha düşünmesine yol açıyor. 3- Düne kadar sınırlı olan yabancı kuralında yerli oyuncular değerleniyordu ve kulüpler yerli oyuncuları elinden kaçırmamak için daha çok para ve imkan sağlıyordu ve yabancı kuralı kalktıktan hemen sonra yerli oyuncularımızın yurt dışına gitme eğilimleri ciddi oranda arttı. 5- Oyuncularımız tercih edilecek kadar yeterli değil çünkü yukarıda da belirttiğim üzere fundamentalleri (Temel oyun bilgileri) yetersiz. 6- Soruda bahsettiğin gibi kişisel gelişim düşük çünkü eğitime değil yarışmaya önem veriyoruz. Faydasız bir yarışmacılık var ülke futbolumuzda ve bu yarışmacılık henüz potansiyeline ulaşmamış ama potansiyeli olan genç futbolculara yeteri kadar sabır göstermemizi engelliyor. Biz mesela genç futbolcuya şans vermek ile sabır göstermek arasındaki devasa farkı anlayamıyoruz. Diyoruz ki Emre Çolak'a çok şans verildi ama kullanamadı... Doğru Emre'ye çok şans verildi ama asla sabır gösterilmedi! Hollanda'da, Belçika'da genç oyuncuya şans verilmiyor, sabır gösteriliyor! Şöyle ki çok yetenekli ve yeterli bir gence şans verseniz kafi. Mesela Arda Turan'a bir Boleslav maçında şans verin hemen kendisini ispat eder, Ribery de öyleydi. Kalitesi hemen oynamaya yeterliydi ve oynadı. Buna karşın sabır göstermek bambaşka. Henüz yetersiz ama ileride yeterli olacağını düşündüğünüz birine şans vermek yetmez! 3-5 maçta şans vermek ile henüz yetersiz olan biri yeterli hale gelmez! Sabır göstermek gerekir. Oyuncunun gelişmesi için de bol süre alması, gelişimin en önemli unsurudur. Süre alması yani oynaması demek, tecrübe etmesi demek oluyor ve öğrenmek için tecrübe etmek olmazsa olmaz! Hollanda'da Belçika'da genç bir oyuncu tecrübe edene kadar 20 kez, 30 kez hata yapar ama herkes onun genç, tecrübesiz olduğunu bilir ve sabreder. Hocası da taraftarı da. Ve 20-30 kez hata yaptıktan sonra öğrenir... Şimdi bizde Emre Çolak çıkış yaptı 11-12 senesinde, 10-15 maç oynadı, Galatasaray şampiyon oldu. Ertesi sene hemen bir kanada Hamit, diğerine Amrabat geldi. Ee Riera da var, Engin de var. Birden 11 oynayan Emre, 5. isim oldu. Yani yedeğin, yedeği! Ve oynamamaya başladı. 2-3 ayda bir Türkiye Kupasında oynaya oynaya mı tecrübe edecekti? 2014-2015 sezonunda Hamzaoğlu yine ilk 11 yaptı çocuk faydalı oldu, takım şampiyon oldu ve bu sene yine piyasada yok. Hiçbir maçta oynatmadı ve Atletico Madrid maçında ilk 11'e koydu. İlk 30 dakika bocaladı ve bir daha yine yok. Böyle mi sabrediliyor? Böyle mi oyuncu kazanılır? Dediğim gibi şans zaten yeterli olana verilir, sabır ise gelecekte iyi olacağına inandığın adama gösterilir. Şenol Güneş'e kadar Burak Yılmaz birçok takımın şans verdiği ama kimsenin sabretmediği bir oyuncuydu. Beşiktaş, Fener deneyen çoktu çünkü fizik potansiyeli ortadaydı. Şenol Güneş diğer şans verenler gibi hemen 2-3 maç kötü oynadı diye kesmedi. 15-20 maç art arda oynattıktan sonra Burak açıldı ve patlama yaptı. Bursaspor'da Volkan Şen'e de aynısını yaşattı geçen sene. Bu sene Oğuzhan'a da. Oğuzhan Biliç döneminde farklı bir adam mıydı? Bu potansiyeli yok muydu? Vardı ama 2 hata 3 hata deyince Biliç kesiyordu. Şimdi? Şenol hoca kesmiyor. Sabrediyor ve kazanıyor. Şimdi İsmail Köybaşı da sakatlanmazsa aynı kaderi paylaşacak gibi. İşte amacımız zaten 3 büyüklerden birinin sürekli şampiyon olduğu bir ligde sürekli tecrübeli oyuncu transfer edip yarışmak ve Katar'laşmak olmaz ise biraz da Şenol Güneş gibi eğitimcilere değer verirsek daha çok oyuncu yetiştirebiliriz.  



5.Jose Mourinho bir muhabirin sorduğu  "Bundesliga'da bir takım çalıştırmak ister misiniz?" sorusuna şu yanıt veriyor:  "Bir gün Almanca öğrenirsem, neden olmasın?" sizce kulüplerimiz buna dikkat ediyor mu veya etmeli mi ? Bunun dışında kaptan seçerken de buna dikkat edilmesi gerekmez mi ? Örneğin Selçuk İnan'ın bir şampiyonlar ligi tanıtımında İngilizce konuşamadığını farkettim.Bu yabancılarla iletişim de eksiklik ve verimsizlik çıkarmaz mı ?

Sinan Yılmaz   Bu konuda Orhan Uluca'nın Fitbol Dergisi'nde yazdığı bir yazı var. Harikaydı. 5 büyük ligde çalıştığı ülkenin dilini bilmeyen TD sayısı sadece 1-2 tane. Zira gerçekten çok büyük negatif etkisi oluyor tercüman kullanmanın. İletişimi bire bir yapmak yerine aradaki tercümanla yapmak, kültürü anlamak, işleyişi anlamak çok zor. Buna karşın Türkçe bilen yabancı hoca da yok! Biz gelişmiş yabancı hoca getirirken, en azından farklı kültürlere açık olmasına, en azından İtalyanca yanında bir de İngilizce bilmesine falan dikkat etmeliyiz. Mesela kulübe adaptasyon olarak Prandelli ile Mancini arasında bile büyük fark oldu çünkü Mancini İngiltere ve İtalya'da futbol oynayıp antrenörlük yapmıştı ama Prandelli İtalya dışına çıkmamıştı. Bunlar önemli... Takım kaptanının İngilizce bilmesi de önemli ancak Selçuk İnan örneğini anlamadım. Galatasaray'da İngilizce konuşabilen oyuncu sayısı 8-10 ise Türkçe konuşabilen sayısı 16. Mesela Sneijder'i veya Muslera'yı kaptan yapsanız, takımın geri kalanı ile iletişimi Selçuk'tan daha zor olacak. Bu gibi konuları aşmak için bir ekol yoluna gider çoğu takım. Mesela Beşiktaş'ta Alman ekolü var, Fenerbahçe'de Portekiz. Galatasaray'da yok. Beşiktaş'ta çoğu Türk oyuncu Almanya'da doğup büyüdüğü için Almanca biliyor. O yüzden bir yerli-yabancı ayrımını en az hissettiğimiz takım Beşiktaş. Gurbetçiler dışında Gomez'i Beck'i de oradan transfer edince iletişim sorunları azalıyor. Fenerbahçe ise Vitor'un takımla iletişimini çok sayıda Portekizce bilen futbolcu ile sağladı ve Vitor'un sorun yaşadığı isim Portekizce konuşamayan Persie oldu. Şimdi santrafor arıyorlar ve baktıkları ülke de Brezilya. Herhalde tesadüf değildir.

6.Ben bir ülkenin kültürünün ile futbol kültürünü fazlasıyla etkilediğini düşünüyorum.Bence bu yüzden bizim milli takımımız kaos futbolu oynuyor,takımlarımız bu yüzden her maça final gibi bakıyor,sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz nedir ? 

Sinan Yılmaz Ülke kültürünün oyuna etkisi kaçınılmaz. Bunu eski Dünya Kupalarında çok daha net görüyorduk zaten. Diğer ülkelere göre farklılığımız tutkumuz. Duyguları daha yoğun yaşıyoruz. Bu söze klişe veya ezber diyen çıkacaktır. Mesela Cem Dizdar buna karşı çıkıyor. "Almanlar aşık olmuyor mu? Onların duyguları yok mu?" diyor. Var elbette her toplumun duyguları var ama bizim kadar uç noktalarda yaşayan, bizim kadar ateşlisi pek yok. Çek Cumhuriyeti maçında gol atınca Tuncay Şanlı gibi sakatlanma pahasına sevinen manyak pek yok. Ve biz bazı maçlarda oyunun işleyişini bozup işi kaosa çevirince bu tutkumuzu kullanarak rakibi sindirdiğimiz, boğduğumuz olabiliyor. Tabi bu uzun süreli yapılabilecek bir şey değil. Tek maçlık hatta tek bir maçın belli dakikalarında yapılabilecek bir şey. Yani bunun üzerine bir sistem kurulmaz, bir oyun şekli oluşturulmaz. Bu sadece tek atımlık kurşun gibi belli maçların belli bölümlerinde uygulanabilir. İşte Euro 2008'de maçların son bölümünde uygulayabildiğimiz gibi. 


7.Ozan Tufan'ın Fenerbahçe'ye transferinden önce ortaya çıkan eski tweetleri gündem olmuştu.Bu futbolcunun transferini engelleyebilecek bir olay.Örneğin Barcelona B takımı Sergi Guardiola'yı 2 yıl önceki tweetleri yüzünden 2 saatte kovdu.Altyapıdan başlayıp oyunculara artık bu tür şeyler için sosyal medya danışmanı atanması gerekmez mi ? Bununla birlikte kendine iyi bakmadığı için,düzgün çalışmadığı için kaybolup giden bir sürü genç yıldız var.Bu bizim futbolcularımız da iş ahlakı olmadığı göstermez  mi ? Kulüplerimizin bunu için altyapıdan eğitim vermesi gerekmez mi ?

Sinan Yılmaz  Bahsettiğin haberi okumuştum. 15-16 yaşında bir çocuk ne saçmalıklar yapmaz ki? Çocuk sonuçta. Bu saçmalıkları önlemek önemli. Özellikle gizliliğin bu kadar azaldığı bir dönemde. 2. konuya gelirsek iş ahlakı hem ailede, hem de kişinin çalıştığı kurumda iyi anlatılmalı ve adam yetenekli diye gözardı edilmemeli. Çalışmanın yani emeğin önemi bir çocuğa daha anne babadan başlayarak öğretilmeli. Ben bir çiftçinin oğlu olduğum için o konuda şanslıyım. Lise döneminde, yaz aylarında bilgisayar başında sabahlarken saat 04:30'da kalkıp tarlaya giden babamı görüyordum. Buna karşın artık çoğu ailede, işinden nefret eden anne-baba yakınmalarını duyuyor çocuklar. Veya bir an önce nasıl yırtarız, kolaydan nasıl zengin oluruz düşüncelerini... Kurnazlığı değil, emeği, alın terini översek bizi örnek alan çocuklar da Sergen gibi yetenekli olmayı değil, Bülent Korkmaz gibi emektar olmayı yeğleyecektir. 


15 Haziran 2015 Pazartesi

AŞKIN ATEŞ RÖPORTAJI

Galatasaray hakkındaki yorumlarıyla bilinen kişilerle bir röportaj serisi yaptık işte onlardan  Aşkın Ateş  ( @AskinAtes29  ) röportajı sizinle...





1.Sizce bu şampiyonluk teknik heyet ve yönetimi takviyeler konusunda yanıltır mı ? Çünkü başarılı bir takıma fazla takviye yapmak istemeyebilirler ?

Aşkın Ateş: Kesinlikle şu anki gidişat yanılttığını gösteriyor. Aslında şampiyon olurken  acı çektiğimiz ortada umarım bu yanılgıdan dönülür ve gerekli takviyeler yapılır.

2.Kadro mühendisliği bakımından Hamza Hamzaoğlu'nu ilk defa değerlendirme şansına sahip olacağız.Şampiyonlar ligindeki takımların gücü göz önüne alındığı zaman sizce bu konuda nasıl bir yol izlemeli ?

Aşkın Ateş: Takımın yaş ortalaması yüksek . Bu nedenle yaşlı oyunculardan uzak durmamız gerektiğini düşüyorum. Fazla takviyeden ziyade 3 4 tane ilk 11 oyuncusu almamız bizi CL'de başarıya götürebilir.

3.Hamza Hamzaoğlu geçen hafta katıldığı bir TV programında istatistiklere fazla önem vermem dedi.Sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir ?

Aşkın Ateş: "İstatistikler mini etek gibidir,asıl göstermesi gerekeni göstermez "diye bir cümle vardır. Kesinlikle katılıyorum. İstatistiksiz olmaz ama sadece onu baz alarakta başarı sağlanamaz.

4.Chedjou-Semih ikilisi stoper için yeterli mi yoksa takviye gerekiyor mu ?

Aşkın Ateş: Kesinlikle yeterli değil.Kesinlikle geriden oyun kurabilen tecrübeli bir isme ihtiyacımız var.

5.Melo,Semih,Telles ve Bruma'nın ayrılma ihtimalleri var.Sizin bu oyuncular hakkında değerlendirmeniz nedir ?


Aşkın Ateş: Gitmek isteyeni,tutma taraftarı değilim.Melo gitmek İstiyorsa ,gidebilir. Semih,Telles ve Bruma takımın yaş ortalamasını düşüren yetenekli isimlerimiz, değerini bulmadıkça bu isimlerin  satılması taraftarı  değilim.

6.Galatasaray'ın transfer gündeminde kendini kanıtlamış büyük futbolcular var,sizce bu transfer politikası ne kadar doğru ?

Aşkın Ateş: Liste bakımından doğru. Ancak listede ki isimleri tek tek kaybediyoruz bu nedenle ağır olduğumuzu düşünüyorum.

7.Hamza Hamzaoğlu şampiyon olmasına rağmen kadro tercihi ve oyuncu değişikleri yüzünden çok eleştirildi.Siz Hamza Hoca'nın tercihlerini nasıl buluyorsunuz ?

Aşkın Ateş: Bence yeterli bir hoca değil ancak bir sezon daha kredisi olduğunu düşünüyorum . Motivasyon ve arkadaşlık konusunda bize kattıkları muazzam . Bu konuda hakkını teslim etmiş olalım.

8.Galatasaray'da Hamza Hoca'nında dediği gibi ayrılacak çok futbolcu var.Sizce kimlerle yollar ayrılmalı ?

Aşkın Ateş: Eray,Yekta, Aydın,Dzemaili, Pandev,Umut.

9.Tarık bu sene çok başarısız olurken Sabri onun aksine başarılı bir sezon geçirdi.Sağ bek mevkisine transfer yapılacağı yönünde haberler varken yedek olarak hangisiyle devam edilmeli ?


Aşkın Ateş: İkisinin kadro da tutulması taraftarıyım.
Ayrıca ; Kesinlikle sağ bek almamız gerekiyor.

10. Abdürrahim Albayrak ve Ali Dürüst ikilisinin oluşturduğu olumlu hava şampiyonluk için önemli bir etkendi.Yeni yönetim seneye bunun eksikliğini hissedilebilir mi ?

Aşkın Ateş: Maalesef hissedebilir.  Severiz yada sevmeyiz bu ikili takıma çok şey katıyor ve kattı. Oyuncuların her sorunuyla ilgileniyorlar..bir nevi babalık yapıyorlar. Ancak bizi bu duruma zorunlu kılan sistemi değiştirmemiz gerekiyor.

11.Son olarak Sinan Gümüş,Koray Günter gibi yetenekli futbolcular için nasıl bir yol haritası çizilmeli ?

Aşkın Ateş:  Sinan kesinlikle takıma Monte edilmeli. Koray gelecek transferlere göre kiraya verilebilir.

8 Haziran 2015 Pazartesi

BEN 1 ASLANIM RÖPORTAJI

Galatasaray hakkındaki yorumlarıyla bilinen kişilerle bir röportaj serisi yaptık işte onlardan BEN 1 ASLANIM ( @ben1aslanim ) röportajı sizinle...



1.Sizce bu şampiyonluk teknik heyet ve yönetimi takviyeler konusunda yanıltır mı ? Çünkü başarılı bir takıma fazla takviye yapmak istemeyebilirler ?


BEN 1 ASLANIM: Hayır yanıltmaz. Transfer gereken yerlere en fazla 7 oyuncu takviyesi yapılacaktır.


2.Kadro mühendisliği bakımından Hamza Hamzaoğlu'nu ilk defa değerlendirme şansına sahip olacağız.Şampiyonlar ligindeki takımların gücü göz önüne alındığı zaman sizce bu konuda nasıl bir yol izlemeli ?

 BEN 1 ASLANIM: Avrupa için daha sabırlı daha sistem ağırlıklı bir şekilde oynatacaktır. Onun içinde zor bir sınav. Gruptan çıkmak ilk tercih ama 3. olup Avrupa Ligi'nde devam edebilmesi Hamza hoca için başarı sayılır. Unutmayalım ki; Fatih Terim 1997-2000 yıllarında 3 yıl üst üste Şampiyonlar Ligi'nde oynadı ama son sene gruptan çıkıp, UEFA Kupasını kazandı.

3.Hamza Hamzaoğlu geçen hafta katıldığı bir TV programında istatistiklere fazla önem vermem dedi.Sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir ?

BEN 1 ASLANIM:  İstatistikler tabi ki çok önemli ama herşey değildir. Önünü görmek adına olumlu/olumsuz referans olur.

4.Chedjou-Semih ikilisi stoper için yeterli mi yoksa takviye gerekiyor mu ?

BEN 1 ASLANIM: Yeterli değil. Kesinlikle takviye gerekmektedir.

5.Melo,Semih,Telles ve Bruma'nın ayrılma ihtimalleri var.Sizin bu oyuncular hakkında değerlendirmeniz nedir ?

BEN 1 ASLANIM: Melo satılabilir. Telles iyi bir rakam gelirse (7-10 M€ arası) satılmalı yoksa kalmalı. Semih ve Bruma kesinlikle takımda kalmalı.

6.Galatasaray'ın transfer gündeminde kendini kanıtlamış büyük futbolcular var,sizce bu transfer politikası ne kadar doğru ?

BEN 1 ASLANIM: Bence doğru bir yol izlenmekte. Bunu yakından bilen biri olarak bu sene en mantıklı transfer sürecini yaşayacağız.

7.Hamza Hamzaoğlu şampiyon olmasına rağmen kadro tercihi ve oyuncu değişikleri yüzünden çok eleştirildi.Siz Hamza Hoca'nın tercihlerini nasıl buluyorsunuz ?

 BEN 1 ASLANIM: Hamza Hamzaoğlu'nun sadece 2 eksiği var;
    1. Oyuncu hamlelerinde geç kalması, oyuna zamanında olumu/olumsuz müdahelede bulunmaması.
    2. Mizacına biraz daha sertlik ve agresiflik katmalı.

8.Galatasaray'da Hamza Hoca'nında dediği gibi ayrılacak çok futbolcu var.Sizce kimlerle yollar ayrılmalı ?

BEN 1 ASLANIM:  Eray, Yekta, Dzemaili ve Aydın. Tarık kiralık. Olcan ve Umut Bulut takasta kullanılmalı.

9.Tarık bu sene çok başarısız olurken Sabri onun aksine başarılı bir sezon geçirdi.Sağ bek mevkisine transfer yapılacağı yönünde haberler varken yedek olarak hangisiyle devam edilmeli ?

BEN 1 ASLANIM: Sabri yedek olarak kalmalı, Tarık 3. yedek olarak süre beklemeli ya da kiralanmalı.

10. Abdürrahim Albayrak ve Ali Dürüst ikilisinin oluşturduğu olumlu hava şampiyonluk için önemli bir etkendi.Yeni yönetim seneye bunun eksikliğini hissedilebilir mi ?

BEN 1 ASLANIM: Kesinlikle hissedilecektir ama dışardan destekleri sürecektir.

11.Son olarak Sinan Gümüş,Koray Günter gibi yetenekli futbolcular için nasıl bir yol haritası çizilmeli ?

BEN 1 ASLANIM: Takımda kalmalı ve önümüzdeki sezon ilk 18'de sonrasında ilk 11'in vazgeçilmezi olmalılar. 3 kulvar mücadeler edeceğimiz için bu gibi isimlerin kadromuzda olması her türlü avantaj olacaktır.





SİNAN YILMAZ RÖPORTAJI

Galatasaray hakkındaki yorumlarıyla bilinen kişilerle bir röportaj serisi yaptık işte onlardan  Sinan Yılmaz ( @sinanyyilmaz ) röportajı sizinle...



1.Sizce bu şampiyonluk teknik heyet ve yönetimi takviyeler konusunda yanıltır mı ? Çünkü başarılı bir takıma fazla takviye yapmak istemeyebilirler ?

 Sinan Yılmaz: Şampiyonluğun ve kupanın yanıltmasından ziyade Galatasaray'ın bütçesine göre transfer yapacağını düşünüyorum. 4-7 arası transfer ve sözleşmesi bitenlerle birlikte 14 oyuncu göndermek hem maaş bütçesini aşağı çekecek, hem de daha sağlıklı bir rotasyon imkanı sağlayacaktır. Misal Galatasaray'ın 40 kişilik kadrosu vardı, Melo dışında bir tane bile defansif ortasahası yoktu... Yani plansızlık hat safhadaydı. Şimdi o rötuşların yapılması, yıldız transferler yapılmasından daha mühim. 

2.Kadro mühendisliği bakımından Hamza Hamzaoğlu'nu ilk defa değerlendirme şansına sahip olacağız.Şampiyonlar ligindeki takımların gücü göz önüne alındığı zaman sizce bu konuda nasıl bir yol izlemeli ?

Sinan Yılmaz: Hamzaoğlu'nun kadro mühendisliğini, ben kendi adıma daha önceki takımlarında etüt etmiştim. O gemileri yakıp, "Ya batarım, ya çıkarım" anlayışını benimsemeyi sevmez. Her zaman ipleri elinde bulundurup basamakları adım adım çıkacaktır. Küme düşmesi beklenen Akhisar'ı Süper Lig'e çıkardığında "Ne de olsa Süper Lig'den para gelecek" diye bir dolu harcama yapmadı. Bu mantıkla Süper Lige gelince bir dolu harcama yapıp sonra borçlanıp Amatör liglere kadar düşen sürüyle takım var. Malatyaspor'lar, Sakaryaspor'lar, Kocaelispor'lar şimdi Orduspor'lar. O, bu takımlar gibi yaptırmadı. Adım adım gitmeye çalıştı. Akhisar'la ilk senesinde düşse bile ertesi sene borç batağına gömülmeyecekler, yine çıkabileceklerdi. Nihayetinde tek yıldız transferle de (Gekas) ligde kalmışlardı. O yüzden bence şimdi de İbrahimoviç değil, kaliteli bir sağ bek önceliğidir. Açıkçası benim de doğru bulduğum Teknik Direktörlük anlayışı tam olarak budur. Lyon 90'larda başladığı merdivenleri 2000'lerde 8 şampiyonlukla taçlandırdı, biraz sendelediler şimdi yine 2. oldular çünkü doğru şekilde büyüdüler. Öte yandan Hulk'a, Witsel'e 90 milyon Euro harcayan Zenith 90 Milyon harcamadan önce de aynı yerdeydi, şimdi de aynı yerde çünkü temel yoktu, yapay şekilde büyüdüler.  

3.Hamza Hamzaoğlu geçen hafta katıldığı bir TV programında istatistiklere fazla önem vermem dedi.Sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir ?

 Sinan Yılmaz: İstatistik değil de analiz dedi diye hatırlıyorum. Tam olarak şöyle dediğini duydum. "Biz ekibimizle analizler yaparız fakat bunları oyunculara izletmeyiz." Şimdi duyduğumuz üzere Prandelli üst seviye bir teknik adam olarak gelince, buradaki futbolun seviyesini eksik gördü ve daha ilk seviyelerden oyunculara bunları ders gibi anlatmaya çalıştı. Sürekli video analizler yaptı. Futbolcular da bundan şikayet etti. Neticede geneli tecrübeli isimlerdi. Muslera, Melo, Hamit, Sneijder, Chedjou, Selçuk hep üst seviye oyunculardı ve bu eğitimler bunaltıcı olmaya başladı. Misal çok iyi analizci olduğu söylenen Lucescu ise bu konuda şunu uyguluyormuş. Her oyuncuya maçta yapmaları gerekeni yazdığı bir dosyayı elden veriyormuş. Karşısında oynayan oyuncu ne yapar, ne yapamaz, kendisi ne yapsa faydalı olur vs. Oyuncu ister bunu okur ve fayda sağlar, isterse de okumaz, kendi oyununu kendisi şekillendirir. Şimdi bizim ligimiz kaliteli-kalitesiz başka mesele, genel olarak tecrübeli bir lig. Yaş ortalaması 28. Kendi dinamikleri çok belirgin bir lig. Bu ligde Sneijder'e "Hürriyet çok tekme atar" demeniz çok önemli olmayabilir. Çünkü Sneijder tecrübesi ile bunu ilk 10 dakika fark edip, oyununu ona göre şekillendirebilir fakat Bruma'ya bunu söylemeniz gerekir, o henüz amatördür. Telles öyledir. Telles'e Nakoulma'yı nasıl, Serdar Özkan'ı ise tam tersi olarak nasıl marke etmeniz gerektiği söylenmelidir. Hollanda'da bizim aksimize yaş ortalaması 23'tür. Hollanda ligini izlediğinizde oyuncuların akıl almaz hatalar yaptığını görürsünüz fakat onlar daha amatördür ve bunlar olacaktır. Taraftar bunu bilir, teknik adam bilir. Orada teknik adamlar daha çok bireysel antremana yönelir ve 23 yaşına kadar bir sürü hatalar yapa yapa öğrenen oyuncuları büyük paralara satarak kazanırlar. Bizde ise takımlar oyuncu satarak para kazanmadığı için, bizzat Süper Ligde bir galibiyetin geliri 1 milyon TL olduğu için (şimdi arttı seneye 1.2 milyon TL olacak) ligde umudu olmayan takımlar bile genç oyuncular kullanamaz. Küme düşmesi garantilenen takımların bile genç oynatmadığını görürüz. Çünkü kulüp maç kazanarak para kazanabiliyor. Yani bizim ligde bireysel oyuncu gelişimine bağlı, analize bağlı antrenörlüğün değil de, fiziksel kapasiteyi arttırmaya ve motivasyona bağlı antrenörlüğün daha geçerli olduğu ortadadır. 28 yaş ortalaması olan bir takımda fiziksel kapasitenin artması ve motivasyon, bireysel analizlerden daha faydalı olabilmektedir. Bunu bilen Hamzaoğlu da, zamanının çoğunu motivasyona ve oyuncuların fiziksel seviyelerini yükseltmeye harcamıştır. Eğer elinde 22 yaş ortalaması olan bir takım olsa muhtemelen oyuncularıyla tek tek, bireysel gelişimleri özelinde ilgilenirdi. 

4.Chedjou-Semih ikilisi stoper için yeterli mi yoksa takviye gerekiyor mu ?


Sinan Yılmaz: Chedjou geçtiğimiz günlerdeki röportajında. Semih'le oynayınca topu daha çok kullanmam, Koray'la oynayınca onu yönlendirmem, Hakan ile oynayınca da hızlı olmam gerekiyor demiş. Gayet akıllıca. Semih cengaver bir çocuk, hiç korkmuyor, proaktif, sezileri gayet kuvvetli. Eksikleri ise hava topu, ayağının kötü olması ve cengaverliği yüzünden sakatlanmaya müsait olması. Bu sene sakatlık yüzünden ligde 19 maç oynayabildi. Gelecek yıllarda da 20-25 ortalamasında olabilir. O yüzden ona alternatif Hakan'ın varlığı önemli. Chedjou ise ligde tüm defansif istatistiklerde önde. Tackle, interception, cleaner, hava topu vs. Bunların hepsinde en üstlerde ve hepsinin ortalamasında zirvede. 2. sırada da Donk var. Fakat bu istatistikler stoperin seviyesini ölçmek için yeterli değil. Zira konsantrasyon seviyesini belirleyebileceğiniz bir istatistik yok. Semih'in ve Hakan'ın konsantrasyonu çok daha yüksekken Chedjou'nun oldukça düşük. Donk da öyle. Galatasaray Chedjou'dan savunmaya liderlik etmesini ve savunmayı öne çıkarmasını istedi. Chedjou savunmayı öne çıkarabiliyor ama liderlik konusunda, partneriyle uyumu konusunda bir türlü beklenen seviyeye çıkamıyor. Büyük takım stoperleri savunmayı önde kurabilmeliler. Galatasaray Chedjou sakatlanana, yani son 7 haftaya kadar bunu başardı. Fenerbahçe çok ağır ve ileri çıkamayan iki stoper Alves ve Egemen'le oynadı ve ligde en çok uzaktan gol yiyen 4. takım oldular. Galatasaray ise 17. Neden sizce? Alves ve Egemen yavaş olduklarını bildikleri için çok geri kaçtılar, gömüldüler ve rakiplere uzaktan şut şansı verdiler. İnsanlar diyor ki, "Fenerbahçe şanssızdı, şutlar 90'a gitti." 9 tane uzaktan şutla atılan gol yemişler. Eğer 50 tane vurdurursanız 9 tanesi de gider. Muslera'nın hiç uzaktan şuta mükemmel uçup çıkardığını hatırlıyor musunuz? Sadece Erdem'in frikiği var Karabük maçında. Harika kurtarışları hep ceza sahası içinden. Öte yandan Emre Güral'ın 90'a gönderdiği topa bakın; önü, sağı, solu bomboş. Petroviç'e bakın öyle. Sneijder 2 tane uzaktan attığı golden önce 3 tane boş kalıp uzaktan şut denemişti. 4. ve 5. de çatalı buldu. Yani bana "Egemen mi? Chedjou mu?" derseniz. "Eğer 3 büyüklere alınacaksa 3 kere Chedjou, eğer düşmemeye oynayan takıma alacağım derseniz de Egemen" derim. Ziyadesiyle Galatasaray yine Chedjou gibi atlet ve çabuk stoperlerle ilgileniyor, yine o tarzda bir rotasyon daha alacaktır ve Koray'ı da kiralayacaktır diye düşünüyorum.  

5.Melo,Semih,Telles ve Bruma'nın ayrılma ihtimalleri var.Sizin bu oyuncular hakkında değerlendirmeniz nedir ?


Sinan Yılmaz: Semih için yukarıda yazdım. Diğer üç oyuncunun Avrupa Birliği pasaportu var. Semih'in ise yok. Eğer Mancini Semih'i gerçekten istiyorsa, senede bir kere harcayabileceği bir kontenjanı ona harcayacak demektir. Bu da çok önemli. Semih'in Galatasaray'da kalmasını, kaptanlık yapmasını isterim çünkü çok düzgün bir karakter. Takımdaki arkadaşlarının 10'da 1'i kadar maaşa 3 sezon top oynadı ama hiç problem yapmadı. Hak ettiği maaşı ancak bu yıl alabildi. O yüzden ben kendisine büyük saygı duyuyorum. Fakat eksikleri de bellidir. Hem uzun olmayan hem ayağı kötü bir stoper olan Semih'i, hem ayağı iyi hem de uzun bir stoperle tamamlamanız lazım. Yani Semih'in yanına bir Popescu bulmanız lazım. Fakat futbolcular uzadıkça teknik olarak kötüleşirler. Yani hem uzun, hem teknik stoper bulmak çok zordur. Öte yandan Koray ise kısa ama teknik bir stoper. Eğer Galatasaray onu kiralayarak 2-3 sene içinde Semih gibi; aktif, cengaver bir oyuncu haline getirebilirse yanına uzun boylu ve atlet bir stoper bulması kafi olacaktır. O yüzden Koray'ın kumaşı biraz daha değerlidir. Tabi Koray da şuan çok yetersiz, güçsüz, henüz 20 yaşında... Sözün kısası Semih'in ederi 6-7.5 milyon Euro arasıdır ve daha fazla etmeyecektir. Eğer gitmek isterse Avrupa'ya şimdi gitmesi onun için uygun olacaktır. Telles konusunda ise ipler Galatasaray'ın elinde daha 2 yıl sözleşmesi var, maaşı yüksek değil, koyup banko oynatabileceğiniz henüz 22 yaşında bir oyuncu ve Avrupa Birliği vatandaşı. Yani İnter onun için 7.5 değil en az 10 milyonlara kadar çıkmalı. Telles şuan Porto'da olsa fiyatı 15 milyondan başlardı. Ha Telles hem güç, hem de hız olarak büyük potansiyel değil. Hiçbir zaman bir Maicon, Zanetti kadar güçlü olmayacak, bir Roberto Carlos, bir Marcelo gibi çabuk da olmayacak. O yüzden Güney Amerika'dan bek alırken, öncelik teknik yeterliliği değil, fizik potansiyeli olmalıydı. Fakat bu teknik seviyesine biraz oyun bilgisi eklenince ve biraz da güçlenince başaltı seviyede her zaman değer bulur. Dünya genelinde sol bek kıtlığı olduğu için Telles'in ederi var. Arsenal fazla kilolarına, kötü profesyonelliğine ve 28 yaşına rağmen Fenerbahçe'den Santos'a 7 milyon Euro vermişti, sırf piyasada sol bek olmadığından... Kötü profesyonel olduğu için de kariyeri erkenden dibe vurdu. Telles ise çok çalışkan bir çocukmuş, iyi profesyonelmiş. O yüzden 10'dan aşağı gitmemeli. Melo'ya gelirsek ilk iki yılında mükemmel, son iki yılında ise ciddi düşüş var. Temposu kaldırmıyor. 4-2-3-1'in 2'li göbeği için çok hareketsiz ve bunu sürekli faul yaparak gizlemeye çalışıyor. Galatasaray ya Ozan gibi bir genç alıp onunla Melo'ya alternatif üretmeli ve biri Şampiyonlar Ligi oynarken, öbürü lig oynamalı. Ya da Melo'yu satıp 3 kulvarda oynayabilecek canavar gibi bir defansif ortasaha ve bir de ona alternatif almalı. Artık Melo'nun Çarşamba, Pazar oynama gücü yok. Bruma'ya gelirsek... Hamza hoca geçtiğimiz günlerde yaptığı basın toplantısında onu satmayacağını ve kazanmaya çalışacağını söylemişti. 

6.Galatasaray'ın transfer gündeminde kendini kanıtlamış büyük futbolcular var,sizce bu transfer politikası ne kadar doğru ?

 Sinan Yılmaz: Galatasaray sürekli bir Şampiyonlar Ligi takımı haline geldiği için bu son derece doğal. Sağ bek için Alves değilse bile Glen Johnson, Maxi Pereira isimleri geçmesi şaşırtıcı değil. Galatasaray bu seviye bir takım, Alves, Persie ve İbrahimoviç hariç ismi geçen Gignac, Maxi, Johnson gibi oyuncular da bu seviye...

7.Hamza Hamzaoğlu şampiyon olmasına rağmen kadro tercihi ve oyuncu değişikleri yüzünden çok eleştirildi.Siz Hamza Hoca'nın tercihlerini nasıl buluyorsunuz ?

 Sinan Yılmaz: Eleştiriler pek mantıklı değildi. Son kupa maçına bakın, takım yoruluyor, ortasahaya bir dinamik oyuncu almanız gerek yedekte kim var? Emre Çolak, o olmazsa Yekta. Kimle dinamizm katacaksınız ortasahaya? Beşiktaş'ın elinde Galatasaray'a göre daha uygun bir rotasyon imkanı vardı. Rakip sürekli uzun mu geliyor, Atınç'ı alabilirsiniz... Galatasaray'da ise kule stoper yok, Fernandao ve Batuhan karşısında kimi oynatsanız eziliyor, alabileceğiniz önlem yok... Ortasahayı mı kaybediyorsunuz. Atiba var, Veli var, hiç olmazsa Necip var. Galatasaray'da ise sadece Melo bir de sakat değilse Hamit. Galatasaray'in ilk 11 oyuncuları Beşiktaş'ın 11'inden kaliteliydi ama alternatif oyuncuları Beşiktaş'ınkine göre çok daha düz isimlerdi. Bunu Türkiye Kupası maçlarında da gördük. A takım Manisaspor'u 4'lüyor, yedekler yenemiyor. Yedekler Diyarbakır Belediyespor'a yeniliyor, Sivasspor'a az daha eleniyor vs... Kiminle değişiklik yapıp oyunları döndürecekti ki Hamzaoğlu? Yekta ile mi? Bir Emre Çolak'ı kullanabildi kulübeden bir de Umut'u. Pandev'e o kadar süre verdi ama hala bastonla oynuyor gibi. Belki Dzemaili ve Pandev'i daha etkili kullanabilirdi diye eleştirebiliriz ama duyduklarıma göre, bu iki oyuncu da hiç istekli değilmiş bu konuda. 

8.Galatasaray'da Hamza Hoca'nında dediği gibi ayrılacak çok futbolcu var.Sizce kimlerle yollar ayrılmalı ?

Sinan Yılmaz: Sinan(kirası bittti) Eray (kiralanmalı), Eboue (Sözleşmesi bitti), Tarık(kiralanmalı), Gökhan Zan(Sözleşmesi bitti), Koray(kiralanmalı), Furkan(kiralanabilir veya satılabilir), Umut Gündoğan, Dzemaili, Yekta, Aydın(Sözleşmesi bitti), Ontivero, Sercan, Pandev(Sözleşmesi bitti) Toplam 14 tane. 

9.Tarık bu sene çok başarısız olurken Sabri onun aksine başarılı bir sezon geçirdi.Sağ bek mevkisine transfer yapılacağı yönünde haberler varken yedek olarak hangisiyle devam edilmeli ?

Sinan Yılmaz:  Sabri sözleşme imzalayıp alternatif olarak devem edecektir. Tarık ise sürekli oynayabileceği bir kulübe kiralanmalı. Maaşı yüksek olduğu için zarar etmeden kiralamak da hiç kolay olmayacaktır. 

10. Abdürrahim Albayrak ve Ali Dürüst ikilisinin oluşturduğu olumlu hava şampiyonluk için önemli bir etkendi.Yeni yönetim seneye bunun eksikliğini hissedilebilir mi ?

Sinan Yılmaz: Bence bu ikili çok iyi bir 'iyi polis' rolü oynuyor. Fatih Terim zamanında da vardılar ve Fatih Terim onlar sayesinde kötü polisi oynayıp net bir hakimiyet kurabiliyordu Florya'da. Misal Fatih Terim'e oyundan çıkan oyuncusu 'trip' yapamazdı. Şimdi Hamza Hamzaoğlu da iyi polis, bence bir kötü polis lazım Florya'ya. Bu belki Cüneyt Tanman olur, belki de bir başkası. 

11.Son olarak Sinan Gümüş,Koray Günter gibi yetenekli futbolcular için nasıl bir yol haritası çizilmeli ?

Sinan Yılmaz: Koray'ın sürekli oynayabileceği bir takım kiralanıp fizik seviyesini geliştirmesi gerektiğinden bahsetmiştim bu onun için olmazsa olmaz. Mutlaka bir takımda senede 30 maça çıkmalı. Mutlaka ama mutlaka... Sinan'a gelirsek seneye Yasin'le birlikte alternatif oyunculardan biri olabilir. Hamza hocanın seneye onu daha çok kullanabileceğini düşünüyorum. A takımda kalması ve Sneijder gibi oyunculardan tecrübeler edinmesi iyi olabilir çünkü onda birden patlama yapıp formayı kapabilecek fizik potansiyel var Koray'ın aksine. 






4 Haziran 2015 Perşembe

KOÇUM KOSECKİ İLE RÖPORTAJ

Galatasaray hakkındaki yorumlarıyla bilinen kişilerle bir röportaj serisi yaptık işte onlardan Koçum Kosekci ( @kocumkosecki ) ile yaptığımız röportaj...



1.Sizce bu şampiyonluk teknik heyet ve yönetimi takviyeler konusunda yanıltır mı ? Çünkü başarılı bir takıma fazla takviye yapmak istemeyebilirler ?

KOÇUM KOSECKİ: Yanıltabilir ve bu yanıltma bizim için olumlu da sonuçlanabilir. Başarının tek yolu yeniden yapılanma değil, maçları izlerken sinirle tüm takımı değiştiresimiz geliyor ama buna ne bütçe dayanır ne takım kimyası dayanır. Takviye, adı üstünde takviye. Yıkıp yeniden yapmak değil yani. Hali hazırda takımın eksikleri var, ama bu takım 77 puan aldıysa iyi yaptığı şeyler de var. Transferler bu eksikleri kapatmaya yönelik olursa (özellikle enerji, patlama eksiğimiz var mesela) az transferle daha iyi bir takım izleyebiliriz seneye. Olmazsa da yine baştan takım kurarız napalım.


2.Kadro mühendisliği bakımından Hamza Hamzaoğlu'nu ilk defa değerlendirme şansına sahip olacağız.Şampiyonlar ligindeki takımların gücü göz önüne alındığı zaman sizce bu konuda nasıl bir yol izlemeli ?

KOÇUM KOSECKİ: Şampiyonlar ligi seviyesinde kadro kurmayı hep Bayern Münih kadrosu gibi kadro kurmak olarak algılıyoruz. Yeni transfer müthiş kalite olmadıkça "Şl'de ne yapar" sorusu akıllara geliyor. Şöyle bir şey var, Paris St Germain'i yenmek için Paris gibi bi takım kuramayız. Paris'le savaşacak bi takım kurmamız gerek. Temel sorun, bu ligde kaliteliyiz, ağayız, orada garibanız, eksiğiz. Yani ligde oynamamız gereken oyun Avrupa'da sökmüyor. Hamza hocanın ligde kalitesini, Avrupa'da savaşçı özelliğini konuşturması gereken bi takım kurmasını bekleyeceğiz. İnşallah başarır.

3.Hamza Hamzaoğlu geçen hafta katıldığı bir TV programında istatistiklere fazla önem vermem dedi.Sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir ?

KOÇUM KOSECKİ: Bu konuda çok şey söylenir uzun konu bu. Ama şöyle diyim, iyi bir göz ve seçici bir hafıza da istatistiğin yerini tutabilir. Sonuçta istatistik sahada olmayan bir şeyi göstermiyor ve hatta etkin olmayan bi bilgiyi önümüze sunabiliyor. Örnek verelim, bi yarışmada turu geçebilmen için önüne çıkan 5 kişiden biriyle kavga edeceksin. İstatistiklere bakıyorsun. Bugüne kadar yarışmacılara en çok yumruğu soldaki kişi atmış, en az da sağdaki indirmiş. İyi diyorsun o zaman en sağdakine gideyim. Gidiyorsun izbandut gibi bi adam. Kimse onla karşılaşmak istemiyor, karşılaşsa da bi yumrukta indiriyor. O yüzden yumruk istatistiği düşük:( Yani istatistik ehemmiyetli bi veri ama analiz edecek beyin daha ehemmiyetli. 

4.Chedjou-Semih ikilisi stoper için yeterli mi yoksa takviye gerekiyor mu ?

KOÇUM KOSECKİ: Stoperlerin performansı biraz da takım savunmasına bağlı. Misal 2010-2011 sezonunda Ramos-Cheillini olsa bile büyük bi atılım yaşamazdık. Chedjou-Semih bireysel olarak sevdiğim isimler. Satmak zorunda olmazsak bu ikili gider. Belki rotasyon için tecrübeli bi isim eklenebilir. Takım savunmasını geliştirirsek efsane tandem olarak bile anabiliriz bu ikiliyi. Chedjou'nun daha az sakarlık yapması lazım tabii.

5.Melo,Semih,Telles ve Bruma'nın ayrılma ihtimalleri var.Sizin bu oyuncular hakkında değerlendirmeniz nedir ?

KOÇUM KOSECKİ: Melo: müthiş bir saha için karakter, muhtemelen yerine adam koyamayacağız ama bu aralar dengesiz bir halde. Bize gelmeden önceki hallerinde. Gidecek gibi duruyor.
Semih'i severim, esaslı teklif gelmedikçe gitmez gibi, böyle oynarsa ve futbolu Gs'de bırakırsa sırtı yere gelmez futbol sonrası da, mis gibi.
Telles: Bu adam iyi mi kötü mü karar veremiyorum. potansiyelli. İyi para verilirse satılabilir. Kalsa da yıkılmam ama. Keşke daha güçlü olsaydı:(
Bruma: Çok seviyordum, çok istiyordum olmasını ama Galatasaray kendisi için yanlış takım galiba. Hamza hoca ısrar edeceğim demiş, kazanırsa efsane olur. Ne güzeldi ilk geldiğinde.

6.Galatasaray'ın transfer gündeminde kendini kanıtlamış büyük futbolcular var,sizce bu transfer politikası ne kadar doğru ?

KOÇUM KOSECKİ: Gündemde bu isimler var mı bilmiyoruz. Basına ve kendi mantığımıza göre hareket ediyoruz bence. İmzalar, Kap'lar başlasın sonra konuşmak daha doğru. Yalnız yapılan her transferi yıldız transfer beklemek. Rotasyon için alınan oyuncularla otomatik olarak dalga geçmek çok sinir bozucu. "Çarşıdan aldım Shaqiri, eve geldim Necati" dediler o sezon Necati şampiyon yaptı takımı. Yasin Öztekin var yakın dönemde. Örnekler gözümüzün önünde ama hala aynı saçma tepkileri vermeye doyamıyoruz.

7.Hamza Hamzaoğlu şampiyon olmasına rağmen kadro tercihi ve oyuncu değişikleri yüzünden çok eleştirildi.Siz Hamza Hoca'nın tercihlerini nasıl buluyorsunuz ?

KOÇUM KOSECKİ: Yanlışları var ama önceden de yazdığım gibi 77 puan alıp 23 maçta sadece 2 mağlubiyet alıyorsa iyi yaptığı şeyler de var. İyi yaptığı şeyleri kaybetme riskini almaktansa hatalı olduğu kısımları düzeltmesini beklerim. Umarım her geçen sezon kendini geliştirip yeni efsane olur.

8.Galatasaray'da Hamza Hoca'nında dediği gibi ayrılacak çok futbolcu var.Sizce kimlerle yollar ayrılmalı ?

KOÇUM KOSECKİ: Çok var ya. minimum 8-10 oyuncu gitmeli. Kiralık olarak verilenleri gitmiş bile var sayıyorum. Sercan da Bursa'ya dönmek istiyormuş, Ordan Ozan Tufan'a filan karşılık takas versek ne güzel olurdu. 

9.Tarık bu sene çok başarısız olurken Sabri onun aksine başarılı bir sezon geçirdi.Sağ bek mevkisine transfer yapılacağı yönünde haberler varken yedek olarak hangisiyle devam edilmeli ?

KOÇUM KOSECKİ: Sabri tabii ki de adam dinamit. Takıma hem yarar hem zarar veren tiplerden. Seneye ilk 11'i bile alabilir. Bir acayip adam. Soruya net cevabım şu olsun: Tarık değil.

10. Abdürrahim Albayrak ve Ali Dürüst ikilisinin oluşturduğu olumlu hava şampiyonluk için önemli bir etkendi.Yeni yönetim seneye bunun eksikliğini hissedilebilir mi ?

KOÇUM KOSECKİ: Tabii. Maçlarda nasıl 2-3 kırılma noktası oluyorsa, sezon boyu 40-50 tane saha dışı kırılma noktası oluyor. Albayrak&Dürüst ikilisi bu anları bu krizleri çok iyi atlatıyor. Ben yeni yönetimde o ışığı görmüyorum maalesef.

11.Son olarak Sinan Gümüş,Koray Günter gibi yetenekli futbolcular için nasıl bir yol haritası çizilmeli ?

KOÇUM KOSECKİ: Genç oyunculara her sezon şampiyonluk stresi yaşayan takımlarda fazla pozitif ayrımcılık yapılamıyor. Bu oyuncuların forma bulduğu anlarda da ekstra işler yapması lazım. Mleda Boleslav maçı olmasa belki Arda bu günkü konumda olmayacaktı. Aydın- Konya örneği de var. Yeni genç oyuncularında kendi Boleslav, kendi Konya maçlarını bulması lazım. Hoca da elinden geldiğince desteklerse ne ala, ama atanmayı bekleyen öğretmen gibi beklemek yerine yırta yırta aldığı dakikaları artıran gençler daha hoş geliyor benim kulağıma.


3 Haziran 2015 Çarşamba

BURAK EREN'LE RÖPORTAJ

Galatasaray hakkındaki yorumlarıyla tanınan isimlerle bir röportaj serisi yaptık işte onlardan ikincisi Burak Eren ( @SportifCumleler ) röportajı...



1.Sizce bu şampiyonluk teknik heyet ve yönetimi takviyeler konusunda yanıltır mı ? Çünkü başarılı bir takıma fazla takviye yapmak istemeyebilirler ?

Burak Eren: Neden yanıltsın. Galatasaray'ın takviyeye ihtiyaç duyduğunu herkes görüyor ve Şampiyonlar Ligi'ni de düşünerek kadro kalitesinin yükselmesi şart. Avrupa hedefinin kaybedildiği ortamda mevcut kadro takımı şampiyonluğa götürebilirdi ve götürdü de, devre arasında takviye gelmemesinin nedeni bu. Mutlaka önemli transfer hamleleri gelecektir.

2.Kadro mühendisliği bakımından Hamza Hamzaoğlu'nu ilk defa değerlendirme şansına sahip olacağız.Şampiyonlar ligindeki takımların gücü göz önüne alındığı zaman sizce bu konuda nasıl bir yol izlemeli ?

Burak Eren: Yeni bir yabancı futbolcu düzeni var, 14 yabancı kadroda bulunabiliyor ve takımlar 11 yabancılı bir ilk 11 bile kurabilir, öncelikle bu düzene ayak uydurmak gerekiyor. Yerli transferinden öte yabancı hamleleri çok daha değerli gibi görünüyor ama Bilal Kısa gibi yerli hamleleri de izleyebiliriz, yerli rotasyonu da güçlü tutmak çok önemli. Hamza Hoca, eldeki isimlerle, tek bir transfer dahi yapmadan büyük iş başardı, şampiyonluk hikayesinin en başarılı noktası bu. Dediğin gibi ben de merak ediyorum, hamleleri ne ölçüde olacak, kafasında ne olacak, bunu hep birlikte göreceğiz. Şu aşamada ben ne söylesem boş.

3.Hamza Hamzaoğlu geçen hafta katıldığı bir TV programında istatistiklere fazla önem vermem dedi.Sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir ?

Burak ErenTarz meselesi, her teknik adamın başarı yolunda tarzı farklı. Ersun Yanal'a da istatistik olayına çok fazla önem verdiği için eleştiri geliyor mesela ama onun tarzı bu yönde, Hamza Hoca ise farklı düşünüyor. Şampiyonluk da geldiğine göre ve sürekli yükselen kariyerine baktığımızda da kendi açısından haksız sayılmaz.

4.Chedjou-Semih ikilisi stoper için yeterli mi yoksa takviye gerekiyor mu ?

Burak ErenChedjou & Semih Kaya ikilisi belki lig standardında sizi şampiyonluğa götürür ama Avrupa işin içerisine girdiğinde takviye gerekli. Bu takım Semih Kaya & Dany ikilisiyle de Şampiyonlar Ligi çeyrek finali görmüş olabilir ama Ujfalusi vari bir ismin yokluğunu sürekli aradık. Chedjou, 29 yaşına gelmesine rağmen hala lider özellikli bir stoper olamadı, Semih Kaya'nın da bu yönde bir isim aradığını düşünüyorum. Kaliteli bir stoper takviyesi şart, stoper rotasyonu derinlik kazanmalı. Chedjou, Semih Kaya, Hakan Balta ve xxxx diyelim, o xxxx önemli bir isim olmak zorunda.

5.Melo,Semih,Telles ve Bruma'nın ayrılma ihtimalleri var.Sizin bu oyuncular hakkında değerlendirmeniz nedir ?

Burak Eren: Melo'nun boşluğu kolay dolmaz, o özelliklerde bir futbolcu Avrupa standartında Galatasaray'ın alabileceği ölçülerde çok yok ama Melo kontratının son senesine girmiş bir isim ve uzatmak adına da elinden gelen tüm sorunları çıkarıyor. Devam da edilebilir ama yeni bir kontrat büyük kumar, bu anlamda alternatifler üzerine yoğunlaşmak gerekir.
Telles yükselişte bir isim, performansı artıyor ve kötü bir sol bek asla değil ama değerini bulması durumunda gidebilir, o da olmazsa olmaz değil. Bruma için de bu geçerli, onun performansı daha dalgalı, hatta istenilen seviyede değil ama genç bir isim, Hamza Hoca ile birlikte göreceği bir kamp dönemi belki de kendisini farklı noktaya taşır, bilemeyiz ama değerini bulması durumunda aynı şey onun için de geçerli.
Semih Kaya'nın durumu farklı, onun hakkının yeterince verilmediğini düşünüyorum. Yeri dolabilir, olmazsa olmaz bir durum yok ama gitmesini istemem, hatta bir isim gidecek olsa tercihim Chedjou olur, Semih Kaya olmazdı.

6.Galatasaray'ın transfer gündeminde kendini kanıtlamış büyük futbolcular var,sizce bu transfer politikası ne kadar doğru ?

Burak Eren: Kimler var bilmiyoruz, Podolski ve Gignac gibi isimler konuşuluyor ama bu iki isim üzerinden değerlendirme yapmak yanlış ama bu iki isme bakarak, ihtiyaç duyulan yerlere nokta atış yapılmak istendiğini söylemek mümkün. Bu isimler alternatif değil, 11'in futbolcuları.

7.Hamza Hamzaoğlu şampiyon olmasına rağmen kadro tercihi ve oyuncu değişikleri yüzünden çok eleştirildi.Siz Hamza Hoca'nın tercihlerini nasıl buluyorsunuz ?

 Burak Erenİddialı maçlarda, rakibe önlem adı altında yaptığı bazı hamleler kötüydü. Bursaspor karşısında Volkan Şen karşısında Telles'i sol açık oynatmak, Fenerbahçe deplasmanı Umut Bulut'u kanatlarda kullanmak gibi örnekler var. Bu tercihleri hatalıydı ama birçok doğrusunun yanındaki tek yanlışı bu oldu ve sonuca baktığımızda da bu takım şampiyon. İyi olanlar daha baskın oldu ki hoca da hatasının farkında, son Beşiktaş maçındaki 11'i bunu gösterdi.

8.Galatasaray'da Hamza Hoca'nında dediği gibi ayrılacak çok futbolcu var.Sizce kimlerle yollar ayrılmalı ?

Burak ErenKiralık isimler de dönecek derken, yeni transferlerle birlikte çok kalabalık bir kadro oluşuyor. Yekta Kurtuluş'la yollar ayrılmalı mesela, onun dışında kalan isimleri de az çok biliyoruz, Umut Gündoğan veya Furkan Özçal gibi isimlerle de yollar ayrılır, sözleşmesi biten isimleri zaten yazmıyorum. Herkesin bildiği isimler.

9.Tarık bu sene çok başarısız olurken Sabri onun aksine başarılı bir sezon geçirdi.Sağ bek mevkisine transfer yapılacağı yönünde haberler varken yedek olarak hangisiyle devam edilmeli ?

Burak ErenSabri Sarıoğlu ile devam edilmeli, performansı ile bunu hak etti. Yine de Tarık Çamdal'ın üzerine gidebilir, hem sağ hem de sol bek oynayabilen çok fazla futbolcu yok, Çamdal ise oynayabiliyor. Kamp dönemini görmek lazım.

10.Abdülrahim Albayrak ve Ali Dürüst ikilisinin oluşturduğu olumlu hava şampiyonluk için önemli bir etkendi.Yeni yönetim seneye bunun eksikliğini hissedilebilir mi ?

 Burak ErenHissedebilir ama Cüneyt Tanman gibi büyük bir Galatasaraylı Floryanın başında olacak..

11.Son olarak Sinan Gümüş,Koray Günter gibi yetenekli futbolcular için nasıl bir yol haritası çizilmeli ?

Burak ErenOynayamayacaklarsa oynayabilecekleri bir takıma kiralık olarak gitmeleri gerekiyor. Sinan Gümüş'ün bir şansı var ama Koray Günter'in şansının çok olmadığını düşünüyorum, mutlaka ülke içerisinde bir takıma gönderilmeleri ve ülke şartlarını öğrenmeleri lazım.